Güncel
Soli Özel: “Bizi asla bir daha 1990’lardaki gibi itip kakamayacaksınız” demişti Putin
Haber Türk Yazarı Soli Özel, yükselen Putin trendini köşesine taşıdı.
Soli Özel, 1990'larda Sovyetler'in dağılmasından sonra Rusya'yı yeniden küresel bir güç haline getiren Putin'i kaleme aldı. Kabuğuna çekilmiş bir Rusya'dan ABD seçimlerini etkileyen Ortadoğu'da söz sahi ve stratejik konumdaki Rusya'nın nasıl geliştiğini anlattı. Bu gelişmenin tartışmaz mimarı olan Putin'in seçimleri kazanmasının ise kesin olduğunu iddia etti.
Yazının Tamamı
MART’ın 18’inde Rusya’da baÅŸkanlık seçimlerinin ilk turu yapılacak. Vladimir Putin’in bu seçimi kazanacağından kimsenin şüphesi yok. 1990’ların darmadağın ve zayıf Rusya’sının yerine bugün hoÅŸlanmadığı rejim muarızlarını yurtdışında bertaraf edebilecek, ABD seçimlerine ve muhtemelen Avrupa’daki seçimlere çeÅŸitli ÅŸekillerde müdahale edebilecek bir Rusya inÅŸa etti. Avrupa siyasi sisteminde Putin yanlısı aşırı saÄŸ partiler Moskova’dan aldıkları desteÄŸin de etkisiyle güçlerini artırdılar. ABD’nin Trump döneminde hızla bir nefret odağı haline dönüşmesi, ülke yönetiminin başıbozukluÄŸu ve sarsaklığı Rusya’nın önemli stratejik mevziler elde etmesine de yol açtı.
1990’ların devlet baÅŸkanı Boris Yeltsin’in yerine geldiÄŸinde Putin’in önündeki en önemli mesele Rusya devletini yeniden inÅŸa etmek ve kapasitesini artırmaktı. 2007’deki Münih konferansında Sovyetler BirliÄŸi’nin dağılmasını 20. yüzyılın en büyük felaketi diye niteleyerek Batı dünyasına “Bizi asla bir daha 1990’lardaki gibi itip kakamayacaksınız”diyen Putin, dediÄŸini büyük ölçüde gerçekleÅŸtirdi. Sovyetler BirliÄŸi’nin dağılmasıyla “topraklarının yüzde 23.8’ini, nüfusunun yüzde 48.5’ini, milli gelirinin yüzde 41’ini, askeri varlığının yüzde 44.6’sını” yitirmiÅŸ olan Rusya’yı dünya siyasetinde yabana atılamayacak bir güç haline getirdi. Rusya eski Sovyet cumhuriyetlerindeki ağırlığını artırdı, Ukrayna’yı böldü, Kırım’ı ilhak ederek topraklarını geniÅŸletti.
Rusya bugün geldiÄŸi noktaya yalnızca askeri gücünü kullanarak, Gürcistan’ı iÅŸgal ederek, Suriye’deki rejime, Ukrayna’daki ayrılıkçılara destek vererek, kendi yakın çevresinde kuÅŸ uçurtmayarak gelmedi. Aynı zamanda diplomasiyi de kendi çıkarları doÄŸrultusunda hem etkili hem de yaygın ÅŸekilde kullandı. Bu nedenle de özellikle OrtadoÄŸu’da herkes Moskova ile arasını iyi tutmaya çalıştı. “Yapay zekâyı kim en iyi kullanırsa geleceÄŸin dünyasına o egemen olacaktır” diyen Putin, siber savaÅŸa da ciddi yatırım yaptı ve bu ÅŸekilde demokratik ülke seçimlerini etkileyebilecek ağı oluÅŸturabildi. Bu arada Çin’le iliÅŸkilerini de stratejik bir baÄŸ haline getirmek istediÄŸini belli etti.
1 Mart’ta yaptığı konuÅŸmada Putin uluslararası iliÅŸkileri yeniden askeri rekabet üzerinden tanımlamak istediÄŸi mesajını da verdi. KonuÅŸmasının yüzde 30’u yeni füzeler, nükleer güç ve ABD’nin savunma sisteminin nasıl delineceÄŸi üzerineydi. Rus siyaset bilimci Ekaterina Schulmann’ın dediÄŸi gibi, Putin’in bu konuÅŸmadaki asıl hedef kitlesi Batılı ülkeler ve özellikle de ABD idi: “Dünyanın en güçlü ülkeleriyle yapacağı dünyayı bölecek muhayyel müzakerelerde Rusya’nın elini güçlendirmeye çalıştı. Biz yani Rusya onların bizi ciddiye almalarını, bize saygı göstermelerini istiyoruz.”
Putin’in Rusya’yı dünya sahnesine yeniden güçlü ve sözü geçerli, tuttuÄŸunu koparan bir ülke olarak çıkarması, Rusya kamuoyunun da hoÅŸuna gidiyor. Her ne kadar ülke ekonomik açıdan pek matah durumda olmasa, demografisi hızla ve Ruslar açısından tehlikeli ÅŸekilde deÄŸiÅŸse de ülkedeki hava kendisini destekler nitelikte.
Avrupa Dış Ä°liÅŸkiler Konseyi için “Putin sonrasının Rusya’sı” (The arrival of post-Putin Russia) baÅŸlıklı bir rapor yazan Ä°van Krastev ve Gleb Pavlovsky’ye göre, “Putin yalnızca bir baÅŸkan deÄŸil, Sovyetler sonrası Rusya’sının asıl kurucusu”. Yazarlara göre Putin, Rusya’da yeni bir rejim kurmayı baÅŸardı. Bu rejime uygun insan ve seçkin profilini oluÅŸturmayı da baÅŸardı.
***
Yazının Tamamı için Haber Türk'ü tıklayınız.
Henüz yorum yapılmamış.